DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
İnsan haklarına dair temel sorular, hak kategorileri ve başvurulacak temel kitaplar: "İnsan hakları kesinlikle sadece hukukçulara bırakılmamalı."
"Covid-19 ile yatıp kalkarken, gözümüzün önünde virüs sayısız mutasyon geçirmişken evrimden daha çok söz edilmesini beklemek beyhude olabilir – tıpkı aşıların önemi ayan beyan ortaya çıkmışken aşı karşıtlığının azalmayışı gibi. İnsanın Kusurları, sebatlı evrim karşıtlarını bile evrimin işleyişine ikna edebilecek kadar sade ve eğlenceli bir kitap."
“Kim kimi yönetecek? Beyinden ayrı, ona hükmedecek bir bilinç yok. Bilinç zaten beynin ürünü. ‘68’lilerin meşhur sloganı, ‘üreten bizsek tüketen de biz olacağız’ ile uyumlu olarak beyin bilinci kendi çıkarına uygun doğrultuda kullanıyor.” Türkçe yazılmış ilk nörobilim kitabının yazarı Ece Balkuv ile bilinç ve beyin üzerine konuştuk...
"Felsefenin henüz bilim tarafından çözülmemiş problemlerden ibaret olduğu, bilimin sınırları genişledikçe felsefenin sınırlarının daralacağını ileri sürenler hâlâ bulunmakta. Bilim dediğimiz şeyin felsefeden doğduğu açıktır, tarihe bakıldığında pek çok felsefi problemin bilimsel gelişmelerle artık problem olmaktan çıktığı da görülebilir – ama bütün felsefe?"
Türkiye’de ilk kez yayın alanını sadece zihin felsefesi ve fenomenolojiyle sınırlayan bir dergi yayımlanıyor.
Ve işte belki o sayede, şu kaybettiğimiz “kokusu” geri gelir zamanın. Şu anda biliyoruz ki, elimizde kokmayan, plastik bir çiçek duruyor
Veganlık –vegan olan pek çok kişinin de belirteceği gibi– her şeyden önce politik bir duruştur. Aksiyonlarının farkında olmak, sonuçlarını öngörebilmek, gıda kolektiflerine destek olmak, üretim tekeline karşı gelmek gibi detaylarla doludur
Bir yalan, sırf tarihî heybeti var veya bizi büyüleyecek kadar yaşlı diye doğruluk statüsü kazanamaz. Israrla bizden önceki yalanları sürdürerek dürüst kalacağımıza inanırsak, ahlâksızlığı ahlâk edinmiş bir etik anlayışımız var demektir
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.